Pek hoşlanmasak da o da bizim duygumuz.
Merhaba,
Tesadüfler neticesinde bulunduğum ilçedeki anaokulunda gönüllü felsefe atölyeleri yapan değerli Ceylan USLU ile tanışma fırsatım oldu. Okul müdürü Gülşah ADIN ŞENOL'un ve Ceylan USLU'nun izni ile bu atölyelere katılarak gözlem yapma şansım oldu. Kendilerine çok teşekkür ederim.
Çocuklar için felsefe çalışmalarını son derece geliştirici buldum. Sadece seçilen konu ile ilgili soru cümlesi kurabilmek bile basit görünse de üzerinde çalışılması gereken bir beceri. Çalışmalar uygulanırken; herhangi bir konuyu sorgulamak, yanıtlarını düşünmek, soruya uygun cevap verebilmek, soru sormaktan ve yanıtlamaktan çekinmemek, özgüvenle düşüncesini söyleyebilmek, dikkatle odaklanabilmek, başkasını dinlemek, başkasının fikrine saygı duymak, konuşmak için sırasını beklemek öncelikle dikkatimi çeken beceriler oldu. Felsefe atölyesi düzenli olarak uygulandığında öncelikle bu becerileri geliştirecektir. Bir felsefe çalışması nasıl planlanabilir öğrenmiş oldum.
Ufak bir sosyal medya araştırması sonucunda bu etkinliği nasıl planlayabileceğinizi öğreten eğitimler olduğunu keşfettim. P4C Kolaylaştırıcı Uygulama Eğitimi başlığını aratarak siz de bu alanda daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Çocuklar ve topluluklar için felsefe (P4C) uzmanlık sertifika programına katılabilirsiniz.
Felsefe atölyesinin son çalışmasında değerlendirme aşamasına ufak bir etkinlik ile ben de dahil oldum. Belki siz de uygulamak istersiniz. Burada yazacağım etkinlik felsefe çalışması değildir. Sonundaki değerlendirme aşamasında uygulanmıştır.
İlk aşamalarda yola çıkılan soru "Korku nedir?" idi...
KORKULARIMIZ
Tüm çocukların beni görebileceği bir mesafeden elimdeki kartları sıra ile göstererek kartlardakilerin neden korkmuş olabileceklerini sordum.
Kedi-kurbağa-çiçek-kaplumbağa-örümcek-devekuşu-aslan sıralamasını izledim.
Çocuklardan kendi korkularını düşünmelerini ve bunun resmini yapmalarını istedim. Tabi kendim de bir şey çizdim.
Bu arada birlikte tamamlayabilmek için 10dk. zamanlayıcı kurdum.
Çocuklara yarım dosya kağıdı ve tek renk kalem dağıtıp basit bir çizim yapmalarını istedim.
Zaman dolunca hızlıca çizimleri inceledik.
Sonra küçük bir meydan okuma yapacağımızı söyledim. Herkesin ulaşacağı mesafeye çöp kutusu koydum. Kendi resmimde yılan vardı. "Ben yılanlardan korkuyorum ve bana yaklaşmalarını istemiyorum. Benden uzak dur yılan yanıma gelme!" diyerek resmimi yırtıp çöpe attım. Sonra çocuklar da yaptılar. Arada farkettirmeden kalem kutusundan boyaları alıp renkli renkli, özenli resim yapan bir öğrenci resmini yırtmak istemediğini ve korkusuz olduğunu söyledi. Biz de kendisine saygı duyduk:) Kesinlikle zorlama yok.
Bu çalışmayı planlamadan önce risklerini düşünürken aklıma şöyle bir şey geldi: "Ya yırtıp çöpe atmak istemeyeceği ama korktuğu bir kişi ya da durumu çizen olursa... Mesela annesinin bağırdığını..." bu durumda ne yapılabilir? Belki o resmi yırtmak yerine yeni bir kağıda hızlıca ses çizgileri çizmesi için yönlendirilebilir... Diğer resmin arkasına olayı özetleyen bir aile mektubu yazıp eve gönderilebilir.
Bu çalışmada dikkat edilmesi gereken bir durum da çocukların korkularını ifade ederken bir yetişkin adı geçmekte midir? Ne yazık ki istismar haberlerini çok duymaktayız. Çalışma sırasında çocuklardan gelen cevaplarda dikkatinizi çeken ve müdehale edilmesi gerektiğini düşündüğünüz bir yanıt alırsanız okulunuzdaki rehberlik öğretmeninden destek almayı ihmal etmeyiniz. Sonrasında öğrencinin ailesi ile görüşerek gerekli bilgilendirmeyi yapınız.
Siz de bu çalışmanın kartlarını hazırlamak isterseniz aşağıdaki resimlere tıklayarak çıktı alabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder